27 Kasım 2008 Perşembe

nostalci : bodrum bodrum





küçük kızımla ilk tatilimiz bir çok arkadaşımızın yaşadıklarının aksine tahminimizden çok daha keyifli ve güzel geçti. Gittiğimiz yer çocuklu bir ailenin çok rahat edebileceği, çocukların rahatca dolaşabileceği, yüksek ağaçlar arasında 40 derece sıcağı bile hissettirmeyen bodrumda temiz ve küçük bir oteldi. Otel sahipleri ilgili ve tatlı bir aileydi. Yemekler gayet lezzetliydi.
Veee benim küçük prensesim birkaç gün çok ateşlendi ama yine de tatilin tadını çıkardı. Bizi hiç üzmedi, yemeklerini yedi, yüzdü, oynadı, güldü, uyudu... Tabi sadece otelde geçirmedik tatilimizi arkadaşlarımızla beraber bodrumun heryerini gezdik. Kısacası her bodrum tatili gibi buda çok güzel, hafızalarda kalan bir tatil oldu.


En güzel bodrum, her zaman bodrum..

26 Kasım 2008 Çarşamba

sudan çıkmış balık



Geçen cumartesi akşamı istanbul'da bütün gün esen, etrafı birbirine katan şiddetli lodosun ardından tabiri caizse bardaktan boşalırcasına yağmur yağdı. Çok güzeldi.. her zaman ki gibi yağmur yağdığında çok mutlu oldum. Kızım da bu konuda bana çekmiş sanırım çok seviniyor yağmur yağdığı zamanlar ve bu sefer arap kızı gibi camdan bakmadık ne yaptık? Nehir'le sitenin bahçesine çıkıp ıslandık, 5 dakika içinde her tarafda küçük göletler olmuştu onların içinde koştuk kısacası sudan çıkmış balığa döndük. Ve tabi eve çıktığımızda kapıda bir kaç resim çektirmeyi ihmal etmedik :)

25 Kasım 2008 Salı

doktorculuk














Nehir doktor oldu şakacıkdan ve bizi muay
ene etti. Ağzını aç "aaaaaa" de, öksür, bir de iğne yapim tamaaam "daha iyi oldun mu annecim"..
"oldum anncecim oldum" senin bu halini görüp de daha iyi olmaz mı insan..
canım yavrum, ömrüm benim ve tabi komik kızım benim :)














bu da uyuyan doktor, iğnesi de elinde :)

sahne tozu :)


Nehir 'le ilk kez sinemaya gittiğimizde çok tedirgindik. Acaba durur mu, sıkılır mı derken filmler birbirini izledi. Yaşasın nehir sinemayı çok sevmişti.. sanırım patlamış mısır yemeyi sinemadan da çok sevmişti :)
Sonra tiyatroya sıra geldi ve ilk tiyatro tercihimizde nehir'in en çok sevdiği masalı sahneye koyan tiyatro alkışın "pamuk prenses müzikali"ni seçtik çok da iyi ettik. Tiyatro izlerken mısır yenmiyeceğini öğrenen sevgili kızım buna rağmen tiyatroyu çok sevdi. Orda nehir yaşlarında bir sürü çocuk vardı. Hepsi de çok keyifle izledi.
Nehir' in gittiği oyun grubunda aynı yaşta bir çok arkadaşı var. Anneleriyle konuştuğumda henüz hiçbirinin bu deneyimi tatmadığını öğrendim. Denememişler çünkü çocuklarının durmayacağını düşünmüşler ama denemeden nerden bilebiliriz öyle değilmi?

24 Kasım 2008 Pazartesi

fırında somon

Evde sık sık balık yapmamıza rağmen somon balığını daha önce hiç pişirmemiştim. Zaman zaman dışarda yemeyi tercih ediyorduk ama dün evde pişirdim ve inanılmaz güzel oldu. Paylaşmak istedim. Nehir de severek yedi. Açıkcası ben de bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim. Somon çok kokan bir balık olmasına rağmen hiç koku da olmadı. Bebekleri yesin diye herşeyi deneyen anneler için nasıl yaptığımı anlatmak istedim. Pişirme poşetine koydum, içine bolca soğan doğradım, bir kaç dilim limon koydum ve de içine biberiye otu serptim tabi biraz da tuz yarım saat kadar pişirdim. Harika oldu diyebilirim en azından balık sevenler için lezzetli ve sağlıklı bir yemek.

babam hamur yapıyooo


aşkımın ve aşkımın en severek yaptığı aktivitelerden biri de hamurla oynamak.. tabi ki nehir bayılıyor hamurdan şekiller yapmaya ve babasının yaptıklarını bozmaya :)
serkanın da bu işden çok zevk aldığını söyleyebilirim ve yaptığı işi o kadar ciddiye alıyor ki bir süre sonra nehir' e elleme babacım, bozma babacım demeye başlıyor. Ben de onları izlerken çok keyif alıyorum ama ben hamur yapımında pek oyuna katılamıyorum çünkü benim yaptıklarımı sevgili eşim beğenmiyor:)

işte en son hamur çalışmaları "DENİZ KIZI" özel istek üzerine blogumuza koyuyoruz..

alışveriş

























benim prensesim bayılıyor babasıyla miKrosa ya da annesiyle alışverişe gitmeye.. Tabi nehir'i markette tutmak biraz zor oluyor çünkü ellemediği şey kalmıyor. Bir de küçük hanımın benim gibi koklama huyu var illa herşeyin kokusunu alması gerekiyormuş.. öyle diyor.
peynir de ağzına sürmez küçük hanım ama şu şefkat gösterisine bakarmısınız..

22 Kasım 2008 Cumartesi

çarşıdan aldım bir tane..


eve geldim bin tane :))
Artık mevsim kış ve bizde kış meyvelerinden mümkün olduğunca faydalanıyoruz. Güzel kızıma ya sabahları portakal suyu içiriyorum ya gün içinde elma, armut veya muz yedirmeye çalışıyorum. Tabi gün içinde mutlaka ceviz, badem veya fındık, bazen yanın da kuru üzüm ya da kuru kaysı da çerez olarak atıştırıyoruz. Çünkü bunlar çocuklar için çok faydalı ve gerekli.. ha bir de film izliyeceğimiz zamanlar kızımla mısır patlatıyoruz herkese öneririm internette okudum mısır da çocukların kemik gelişiminde kesinlikle faydalıymış. Ben tencere de bir çay kaşığı kadar zeytinyağ ve birazcık tuzla yapıyorum Nehir bayılıyor.
Bir de bu sıralar Nehir'in favorisi "nar" hem çok faydalı hem de çok lezzetli olduğu için ailecek mümkün oldukça tüketmeye çalışıyoruz ben bir kaseye ayıklıyorum ve Nehir' de afiyetle yiyor.

nehir gymboree ' de



tatak:))














nehir
: anne baaaaak ne olmuş ?
ben : ne olmuş annecim ?
nehir : tatak olmuş :))

çok güldürüyor bu çocuk bizi çoook...

hayatımızdaki Egeler :)




























kızımın arkadaşı, kankası, benim oğluşum, yakışıklı egemiz ve ailesi apartmanımızdan taşındığından beri nehir ve ege eskisi kadar görüşemiyorlar ve de birbirlerini çok özlüyorlar. Ama küçücük kalplerinde birbirlerine öyle büyük bir yer ayırmışlar ki hiç unutmuyorlar. Umarım bebeklikden başlayan dostlukları ömür boyu sürer..

Ve yine komşumuz olan aynı zaman da nehir' in gymboree arkadaşı olan dünyalar tatlısı "öbür ege" evet nehir egeleri karıştırmamak için kendince bir yol bulmuş "öbür ege" :)
Ne güzel, ne masum dostluklar...

29 ekim..


























Ramazan bayramını kutladığımız günlerde nehir her yere bayrakla gidip "Atatürk" diye bağırıyordu. Bu bayramın o bayram olmadığını anlatmak zor oldu :) ama evet sonun da 29 ekim cumhuriyet bayramı geldi. Geçen sene olduğu gibi bu sene de bizim evimiz de sevinçle ve coşkuyla kutlandı.

9 Kasım 2008 Pazar

parmak boyası







































Rengarenk kuru boyalarla yapılan resimler, çeşit çeşit pastel boyalarla karalanan boyama kitapları, boyadan çok fırçaların suya batırıldığı sulu boya çalışmaları derken en nihayet parmak boyalarının da keyfine vardık. Nehir parmak boyası yapmayı çok sevdi ama sanırım babası daha çok sevdi:)
Bu arada parmak boyası yapacak olan küçük ressamların anneleri lütfen dikkat! etrafı mutlaka koruma altına alın ortalık gerçekten batıyor ama tedbirli olursanız onun aldığı keyfi görmeye değer.

o benim gokanım














bugün nehir için zor bi gündü iki haftadır her uyandığın da gördüğü babaannesi ve dedesini uğurladık. Nehir'e hoşçakal dediklerin de beklemedikleri bi soruyla karşılaştılar "siz nereye gidiyorsunuz, altınoluğamı gidiyorsunuz" dedi. Babaannesi de hayır Gökhanlara gidiyoruz deyince Nehir :
"ama o benim gokanım" dedi..
kızımın çooook sevdiği büyük aşkı, sevgili amcası gookan..:)

misafirimiz var..

bi süredir maceralarımızı yazmaya ara vermiştim çünkü kızımın babaannesi ve dedesi bizi ziyarete geldi. Günlerimiz çok yoğun geçtiği ve de bizim babaannemiz genel de "online" olduğu için bana pek sıra gelmedi açıkcası :)
Tabi nehirin ne kadar mutlu ve keyifli olduğunu anlatmama gerek varmı bilmiyorum? hergün saatlerce babaannesiyle ve dedesiyle oyunlar oynadı, yemek yaptı, piknik yaptı, resim yaptı. Günleri çok keyifli geçti güzel kızımın ve tabi biraz da endişeli.. çünkü hergün misafirlerimizin gideceğinden korkarak "bugün bizdemi uyuyacaksınız" diye sormayı ihmal etmedi:))