24 Ekim 2008 Cuma

Nasıl mutlu çocuklar yetiştireceğiz?




















Daha önce okuduğum ve bu sabah tekrar okuyup sizlerle paylaşmak istediğim bir yazı var.
Son günlerde endişem bu. Başlıkta gördüğünüz soru: Nasıl mutlu çocuklar yetiştireceğiz biz?

Yerli yabancı bir çok uzman şöyle diyor:

Çocuklarınızı siz mutlu edemezsiniz.

Onları oyuncaklara boğmak, sürekli övmek, üzerlerine titremek...

Tüm bunlar çocuklarınızın mutluluklarını garanti etmiyor.
Sadece yaşama nasıl tutunabileceklerini bilen özgüvenli ve ne istediklerini bilen çocuklar gelecekte gerçek mutluluğa ulaşabilecekler.

Öncelikle siz anneler:

"Mutluluğu elde etmek istediğiniz hedeflerde aramayın, hedefiniz hayatın tüm adımlarında mutlu olabilmek olsun. İçinde çatışma olmadan aile hayatı olmaz. Tüm yaşadıklarınız aile olmanın temelleridir ve zamanla aile bağları derinleşir, gelişir. Çocuklarınızı yetiştirirken tecrübelerinizi görmezden gelmeyin. Çabalamayı, uğraşmayı, mücadele etmeyi ve kendini ifade etmeyi öğrenemeyen çocuk asla gerçekten mutlu olamaz. Lütfen çocuklarınızın önüne hayatı cam bir kasede, altın kaşıkla sunmayın."

Ve lütfen:

"Kendi sorumluluklarını almalarına izin verin. Ayakkabısını bağlayamayan veya ağır bağlayan çocuğunuza "gel ben yapayım" demeyin. Lütfen sabırla bekleyin. Hatalarını kabul edin. Hatalar sadece olumsuz anılar değildir. Her hatadan birşeyler öğrendiklerini lütfen unutmayın. Böyle büyüyecekler. Biz de böyle büyüdük. Israrcı olun. Tüm başarı öykülerinin altında azim ve gayret vardır. Ona tekrar tekrar denemenin yanlış olmadığını gösterin. Gelişmeleri için dozunda toleransınız çok önemli. Bir adım arkalarında durun. Çocukları kontrol etmek tabii ki çok önemli. Hayatı kontrol etmek iyi seçimler yapmak ve riskleri minimize etmek anlamına geliyor. Tamam. Kabul. Ancak özgürlük duygusunun çocukların mutlu olmak için neyi yapmaları gerektiğini doğru seçebilmelerini sağladığını unutmayın. Tabii ki bu maddedin içinde disiplin olmayan hızlı, aniden olan bir özgürlük anlamında geldiğini de düşünmeyin. Yeteneklerini destekleyin. Çocuğunuzun yeteneklerini, becerilerini lütfen görmezden gelmeyin. Sizin istediklerinizi, istediğiniz şekilde yapıyor olması çocuğunuzun mutlu olduğu anlamına gelmez. Belki sizin hiç anlamadığınız ve en ufak bir fikriniz bile olmayan bir konuda hem başarılı hem de çok mutlu olacak. Size bu durumda ona destek olmak düşüyor."

Bu yazıyı çok severek takip ettiğim anneyiz.biz sitesinden, yine yazılarını çok severek okuduğum
"anne pınar" köşesinden aldım. Pınar reyhan ve diğer annelerin hazırladığı çok güzel başka köşelerde var. Ayrıca sinema, tiyatro, etkinlikler, dvd, kitap ve daha birçok konuda bilgi edinebileceğiniz çocuğunuz ve sizin için en iyisini bulabileceğiniz hatta çocuklara özel günlük yemek menüsü bile veren çok keyifle okuyacağınız bir site. Tüm annelere tavsiye ederim.

Daha sonra mutlaka özel bir köşe yapmak istiyorum "anne olduktan sonra anladıklarım" diye.. İşte benim için onlardan biri :
Evladının gözlerinin içi güldüğü zaman bir annenin ne kadar mutlu olabileceğini anladım.


23 Ekim 2008 Perşembe

bi tane bambi izleyebilErmiyim?
















hayır film izleyemeyiz annecim çok üzgünüm.

Bizim evde bir süredir geçen bi diyalog..
Nehirin çok sevdiği filmlere bir süredir izleme yasağı getirdik. Bu durumdan dolayı biraz üzgün, hergün bir defa soruyor en azından şansını deniyor ama ısrar etmiyor. Tabi buna alışmak çok da kolay olmadı. Nehir hergün ya aslan kral yada bambiyi neredeyse gözünü bile kırpmadan izliyordu. Bazen bunların yerini çilek kızın maceraları, kayıp balık nemo, küçük denizkızı, cinderella alıyordu ama hergün en az mutlaka bir film izliyordu. Hepsi birbirinden keyifli ve güzel ama maalesef en masum görünen çocuk filmlerinde bile kötü bir karakter, bir canavar, bir cadı mutlaka var. Ve ne yazık ki hüzün, şiddet, ölüm, ayrılık vs.
Çocuklar bilinmeyen ve yeni olan herşeyden korkuyorlar, kendi hayal ettiklerinden korkuyorlar, izlediklerinden korkuyorlar ve de bu yaşlarda hayal dünyaları çok geniş oluyor, çok rüya görüyorlar ve en çok da rüyalardan korkuyorlar. Ne yazık ki bu korkularda izlediklerinin çok payı olduğunu öğrendiğimden beri flimlerimize biraz ara verdik. Digiturk de disney channel'da nehirin çok sevdiği bir kaç program var, gerçekten çocuklar için çok uygun, gönül rahatlığıyla izleyebileceği, çok da keyifli ve eğitici programlar.. sabah 10:30 a kadar onları izliyoruz ve sonra televizyonumuzu kapatıyoruz. Gymboree' ye gitmemizde bu aşamada bize inanılmaz bir uğraş, bir kurtarıcı oldu. Onun dışında nehirle sık sık yürüyüşe çıkıyoruz ama gerçekten çok uzun mesafeler yürüyoruz, nehir artık uyku saatlerine denk gelmediği sürece dışarda puset kullanmıyor. Bu konuda çok şanslıyım çünkü nehir yürümeyi gerçekten seviyor ve "anne yoruldum kucağıma alarmısın " demiyor..:)


Nehirce:)

bunlar hatırlayabildiklerim. Aklıma geldikçe eklemeye devam edicem.

kuçulata
kipak
pokatal
appak
domenez
üstepa
pundik
piyebotik
meyme
pentepanter
hoppiiiiz
puyogam
maleses
bi dadika

bi yeni bi eski















geriye dönük kızımla ilgili yaşadıklarımı ve hatırladıklarımı paylaşmaya devam edicem tabi ama ya yeniler.. ne kadar çok şey varmış paylaşılacak "hay allahım neden daha önce yapmamışım ben bunu" zamanı yakalamaya çalışıcaz tabi ama eskileri de eklemeden olmaz.
nehirle ben yaklaşık 2 hafta önce gymborre ailesine katıldık. Bilmeyenler için kısaca bahsedeyim anne ve çocuğun beraber katıldığı isteğe bağlı "oyun-müzik ve sanat "derslerinin verildiği bir merkez. Merkezde verilen eğitim programının amacı çocuğun gelişiminin her alanına odaklanmaya devam ederek, mutlu, başarılı ve kendine güvenli yetişkinler olmalarını sağlamak.
( motor, sosyal, bilişsel, duygusal, dil gelişimleri ve kendine güven)
nehir gymborre ye gitmekten inanılmaz keyif alıyor. Bende çok eğleniyorum ve kızımla inanılmaz keyifli ve kaliteli zaman geçirdiğimizi düşünüyorum. Evde çoğu zaman nehirle oynayarak, beraber resim yaparak, sohbet ederek (nehirin tabiriyle) vakit geçirsem de orda diğer çocuklar ve annelerle beraber onların heyecanlarını yaşamak çok zevkli. Onların çabasını izlemek, neler yapabildiklerini görmek, öğretmen tarafından kendilerine verilen bir görevi başarıyla tamamladıklarında o sevinci sizinle paylaşmalarını görmek.. gerçekten tahminimden daha keyifli bir duyguymuş. Merak edenler için:
www.gymboreeturkey.com

doğum günleri





























doğumgünü değil günleri şaka gibi, ilk gülüşü, ilk dişi, ilk adımı derken büyümüşte küçük hanım mum üflemeye çalışıyor. Belki neler olup bittiğini anlamadı birinci yaş gününde ama bir yıl daha öyle çabuk geçti ve ikinci yaş gününde "bu benim doğumgünü kutlama partim anne" demeye başladı.. ne kadar güzel bi gündü bütün gün "iyiki doğdun nehir" diyerek dans etmişti..:)
Çok sevdiği çilek kız pastasını gördüğünde yüzündeki sevinci ve heyecanı görmek çok güzeldi ve tabi pastayı yediğindeki halini görmekde bi o kadar eğlenceliydi:)














merhaba hayat















Çok mutlu, çok huzurlu ve rahat bir hamileliğin ardından yine rahat denebilecek bi doğumla 25 mayıs 2006 sabahı güzel prensesimiz dünyaya gözlerini açtı. O ana kadar tek aşkım olan eşimin doğumgününden iki gün önce..:) Ve böylece güzel kızım babasının en güzel doğumgünü hediyesi oldu. Ve tabi sevdiklerimizinde bizi sevenlerinde hayatına girmiş oldu küçük nehir.
Torun oldu.. yeğen oldu.. kardeş oldu..


merhaba

merhaba,
kızım nehir doğalı 2,5 sene oldu. Ama ben nedense şimdiye kadar günlük tutmayı, yaşadıklarımı paylaşmayı, hayatımda ilk kez tattığım duyguları not etmeyi hiç düşünmedim. Arkadaşlarımdan blog' u olanları takip ettim ama ben de bir blog oluşturayım demedim. Ta ki kuzen sinem ilk adımı atana kadar :) arkasından kuzen seda:) ... dünya tatlısı kızları için öyle güzel şeyler yazmaya başladılar ki baktım artık benim de yapma zamanım gelmiş hatta geçiyor.
Ve en nihayet bende; hayatımızda doğumuyla yeni bir sayfa açan prensesimiz,canım kızımız için blog dünyasında bir sayfa açtım. Gerçekten yaşanılanlar unutuluyormuş hatta; en unutamıyacağınızı sandığınız anlar bile bazen hafızanızda öyle derinlere saklanıyor ki.. burda paylaştıklarımı ilerde ailecek okuduğumuzda albümden eski bi resim bulmuş gibi tebessüm edelim küçük şeyleri hatırlayalım ve tabi uzaktaki yakınlarımızla bu anları paylaşalım istiyorum.
Aslında bu günlük işi sandığımdan daha zormuş.. Ama yinede kuzen sinem'e teşekkür etmeden geçemiyeceğim kanıma girdiği için..:)))
Herkese sevgiler