23 Aralık 2008 Salı

kızımın bi dikili ağacı var :)




bayram da altınoluk' daydık, çok güzel bir tatil oldu bizim için, en çok da nehir için.
Arka bahçeye ayva ağacı dikti babasıyla küçük hanım. Allah izin verirse iki üç yıla kadar meyvesini yeriz :)

19 Aralık 2008 Cuma

TEŞEKKÜRLER HAYAT..

Yasmin Levy'den Gracias a la Vida...

Teşekkürler Hayat

teşekkürler hayat; verdiğin her şey için;
her açtığımda
siyahı beyazdan, cennetin huzmesini karanlıktan,
sevdiğim erkeği kalabalıktan çıkarıp bana sunan gözlerim için

teşekkürler hayat, verdiğin her şey için
hayatın sesi ve kelimelerim
düşüncelerim, ettiğim kelamlar,
annem, dostlarım ve parlayan güneş
ve aşkın izleri için

teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
duyduğum tüm sesler; gece, gündüz,
ağustos böcekleri, kanaryalar, çekiçler
motorlar, köpek bağırışları, rüzgar
ve yarin sakin fısıltıları için

teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
caddelerinde, göl kıyılarında, dağlarında
ovalarında, leb-i deryada yahut suya hasret çöllerinde
ve evlerinde yorulan adımlarım için

teşekkürler hayat, her şey için;
yıkıntılardan kendimi yeniden yaratabildiğim
ve yeniden hayata sunabildiğim için
kahkahalarım, gözyaşlarım
ve bu şarkı için

her şey için teşekkürler..








16 Aralık 2008 Salı

polonezköy de bir pazar





bayramdan önceki haftasonu polonezköy de çok güzel bir yere gittik. Hayvanların çoğu ortada yanıbaşınızda dolaşıyor, çocuklar için çok eğlenceli diyebilirim. Doğası da çok güzel ailecek çok keyif aldık gittiğimiz haftasonu havada çok güzel olduğu için biz de çok güzel bir gün geçirdik. Nehir bambi'yi kafesin arkasından da olsa yakından görebildiği için çok mutluydu:)

27 Kasım 2008 Perşembe

nostalci : bodrum bodrum





küçük kızımla ilk tatilimiz bir çok arkadaşımızın yaşadıklarının aksine tahminimizden çok daha keyifli ve güzel geçti. Gittiğimiz yer çocuklu bir ailenin çok rahat edebileceği, çocukların rahatca dolaşabileceği, yüksek ağaçlar arasında 40 derece sıcağı bile hissettirmeyen bodrumda temiz ve küçük bir oteldi. Otel sahipleri ilgili ve tatlı bir aileydi. Yemekler gayet lezzetliydi.
Veee benim küçük prensesim birkaç gün çok ateşlendi ama yine de tatilin tadını çıkardı. Bizi hiç üzmedi, yemeklerini yedi, yüzdü, oynadı, güldü, uyudu... Tabi sadece otelde geçirmedik tatilimizi arkadaşlarımızla beraber bodrumun heryerini gezdik. Kısacası her bodrum tatili gibi buda çok güzel, hafızalarda kalan bir tatil oldu.


En güzel bodrum, her zaman bodrum..

26 Kasım 2008 Çarşamba

sudan çıkmış balık



Geçen cumartesi akşamı istanbul'da bütün gün esen, etrafı birbirine katan şiddetli lodosun ardından tabiri caizse bardaktan boşalırcasına yağmur yağdı. Çok güzeldi.. her zaman ki gibi yağmur yağdığında çok mutlu oldum. Kızım da bu konuda bana çekmiş sanırım çok seviniyor yağmur yağdığı zamanlar ve bu sefer arap kızı gibi camdan bakmadık ne yaptık? Nehir'le sitenin bahçesine çıkıp ıslandık, 5 dakika içinde her tarafda küçük göletler olmuştu onların içinde koştuk kısacası sudan çıkmış balığa döndük. Ve tabi eve çıktığımızda kapıda bir kaç resim çektirmeyi ihmal etmedik :)

25 Kasım 2008 Salı

doktorculuk














Nehir doktor oldu şakacıkdan ve bizi muay
ene etti. Ağzını aç "aaaaaa" de, öksür, bir de iğne yapim tamaaam "daha iyi oldun mu annecim"..
"oldum anncecim oldum" senin bu halini görüp de daha iyi olmaz mı insan..
canım yavrum, ömrüm benim ve tabi komik kızım benim :)














bu da uyuyan doktor, iğnesi de elinde :)

sahne tozu :)


Nehir 'le ilk kez sinemaya gittiğimizde çok tedirgindik. Acaba durur mu, sıkılır mı derken filmler birbirini izledi. Yaşasın nehir sinemayı çok sevmişti.. sanırım patlamış mısır yemeyi sinemadan da çok sevmişti :)
Sonra tiyatroya sıra geldi ve ilk tiyatro tercihimizde nehir'in en çok sevdiği masalı sahneye koyan tiyatro alkışın "pamuk prenses müzikali"ni seçtik çok da iyi ettik. Tiyatro izlerken mısır yenmiyeceğini öğrenen sevgili kızım buna rağmen tiyatroyu çok sevdi. Orda nehir yaşlarında bir sürü çocuk vardı. Hepsi de çok keyifle izledi.
Nehir' in gittiği oyun grubunda aynı yaşta bir çok arkadaşı var. Anneleriyle konuştuğumda henüz hiçbirinin bu deneyimi tatmadığını öğrendim. Denememişler çünkü çocuklarının durmayacağını düşünmüşler ama denemeden nerden bilebiliriz öyle değilmi?

24 Kasım 2008 Pazartesi

fırında somon

Evde sık sık balık yapmamıza rağmen somon balığını daha önce hiç pişirmemiştim. Zaman zaman dışarda yemeyi tercih ediyorduk ama dün evde pişirdim ve inanılmaz güzel oldu. Paylaşmak istedim. Nehir de severek yedi. Açıkcası ben de bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim. Somon çok kokan bir balık olmasına rağmen hiç koku da olmadı. Bebekleri yesin diye herşeyi deneyen anneler için nasıl yaptığımı anlatmak istedim. Pişirme poşetine koydum, içine bolca soğan doğradım, bir kaç dilim limon koydum ve de içine biberiye otu serptim tabi biraz da tuz yarım saat kadar pişirdim. Harika oldu diyebilirim en azından balık sevenler için lezzetli ve sağlıklı bir yemek.

babam hamur yapıyooo


aşkımın ve aşkımın en severek yaptığı aktivitelerden biri de hamurla oynamak.. tabi ki nehir bayılıyor hamurdan şekiller yapmaya ve babasının yaptıklarını bozmaya :)
serkanın da bu işden çok zevk aldığını söyleyebilirim ve yaptığı işi o kadar ciddiye alıyor ki bir süre sonra nehir' e elleme babacım, bozma babacım demeye başlıyor. Ben de onları izlerken çok keyif alıyorum ama ben hamur yapımında pek oyuna katılamıyorum çünkü benim yaptıklarımı sevgili eşim beğenmiyor:)

işte en son hamur çalışmaları "DENİZ KIZI" özel istek üzerine blogumuza koyuyoruz..

alışveriş

























benim prensesim bayılıyor babasıyla miKrosa ya da annesiyle alışverişe gitmeye.. Tabi nehir'i markette tutmak biraz zor oluyor çünkü ellemediği şey kalmıyor. Bir de küçük hanımın benim gibi koklama huyu var illa herşeyin kokusunu alması gerekiyormuş.. öyle diyor.
peynir de ağzına sürmez küçük hanım ama şu şefkat gösterisine bakarmısınız..

22 Kasım 2008 Cumartesi

çarşıdan aldım bir tane..


eve geldim bin tane :))
Artık mevsim kış ve bizde kış meyvelerinden mümkün olduğunca faydalanıyoruz. Güzel kızıma ya sabahları portakal suyu içiriyorum ya gün içinde elma, armut veya muz yedirmeye çalışıyorum. Tabi gün içinde mutlaka ceviz, badem veya fındık, bazen yanın da kuru üzüm ya da kuru kaysı da çerez olarak atıştırıyoruz. Çünkü bunlar çocuklar için çok faydalı ve gerekli.. ha bir de film izliyeceğimiz zamanlar kızımla mısır patlatıyoruz herkese öneririm internette okudum mısır da çocukların kemik gelişiminde kesinlikle faydalıymış. Ben tencere de bir çay kaşığı kadar zeytinyağ ve birazcık tuzla yapıyorum Nehir bayılıyor.
Bir de bu sıralar Nehir'in favorisi "nar" hem çok faydalı hem de çok lezzetli olduğu için ailecek mümkün oldukça tüketmeye çalışıyoruz ben bir kaseye ayıklıyorum ve Nehir' de afiyetle yiyor.

nehir gymboree ' de



tatak:))














nehir
: anne baaaaak ne olmuş ?
ben : ne olmuş annecim ?
nehir : tatak olmuş :))

çok güldürüyor bu çocuk bizi çoook...

hayatımızdaki Egeler :)




























kızımın arkadaşı, kankası, benim oğluşum, yakışıklı egemiz ve ailesi apartmanımızdan taşındığından beri nehir ve ege eskisi kadar görüşemiyorlar ve de birbirlerini çok özlüyorlar. Ama küçücük kalplerinde birbirlerine öyle büyük bir yer ayırmışlar ki hiç unutmuyorlar. Umarım bebeklikden başlayan dostlukları ömür boyu sürer..

Ve yine komşumuz olan aynı zaman da nehir' in gymboree arkadaşı olan dünyalar tatlısı "öbür ege" evet nehir egeleri karıştırmamak için kendince bir yol bulmuş "öbür ege" :)
Ne güzel, ne masum dostluklar...

29 ekim..


























Ramazan bayramını kutladığımız günlerde nehir her yere bayrakla gidip "Atatürk" diye bağırıyordu. Bu bayramın o bayram olmadığını anlatmak zor oldu :) ama evet sonun da 29 ekim cumhuriyet bayramı geldi. Geçen sene olduğu gibi bu sene de bizim evimiz de sevinçle ve coşkuyla kutlandı.

9 Kasım 2008 Pazar

parmak boyası







































Rengarenk kuru boyalarla yapılan resimler, çeşit çeşit pastel boyalarla karalanan boyama kitapları, boyadan çok fırçaların suya batırıldığı sulu boya çalışmaları derken en nihayet parmak boyalarının da keyfine vardık. Nehir parmak boyası yapmayı çok sevdi ama sanırım babası daha çok sevdi:)
Bu arada parmak boyası yapacak olan küçük ressamların anneleri lütfen dikkat! etrafı mutlaka koruma altına alın ortalık gerçekten batıyor ama tedbirli olursanız onun aldığı keyfi görmeye değer.

o benim gokanım














bugün nehir için zor bi gündü iki haftadır her uyandığın da gördüğü babaannesi ve dedesini uğurladık. Nehir'e hoşçakal dediklerin de beklemedikleri bi soruyla karşılaştılar "siz nereye gidiyorsunuz, altınoluğamı gidiyorsunuz" dedi. Babaannesi de hayır Gökhanlara gidiyoruz deyince Nehir :
"ama o benim gokanım" dedi..
kızımın çooook sevdiği büyük aşkı, sevgili amcası gookan..:)

misafirimiz var..

bi süredir maceralarımızı yazmaya ara vermiştim çünkü kızımın babaannesi ve dedesi bizi ziyarete geldi. Günlerimiz çok yoğun geçtiği ve de bizim babaannemiz genel de "online" olduğu için bana pek sıra gelmedi açıkcası :)
Tabi nehirin ne kadar mutlu ve keyifli olduğunu anlatmama gerek varmı bilmiyorum? hergün saatlerce babaannesiyle ve dedesiyle oyunlar oynadı, yemek yaptı, piknik yaptı, resim yaptı. Günleri çok keyifli geçti güzel kızımın ve tabi biraz da endişeli.. çünkü hergün misafirlerimizin gideceğinden korkarak "bugün bizdemi uyuyacaksınız" diye sormayı ihmal etmedi:))

24 Ekim 2008 Cuma

Nasıl mutlu çocuklar yetiştireceğiz?




















Daha önce okuduğum ve bu sabah tekrar okuyup sizlerle paylaşmak istediğim bir yazı var.
Son günlerde endişem bu. Başlıkta gördüğünüz soru: Nasıl mutlu çocuklar yetiştireceğiz biz?

Yerli yabancı bir çok uzman şöyle diyor:

Çocuklarınızı siz mutlu edemezsiniz.

Onları oyuncaklara boğmak, sürekli övmek, üzerlerine titremek...

Tüm bunlar çocuklarınızın mutluluklarını garanti etmiyor.
Sadece yaşama nasıl tutunabileceklerini bilen özgüvenli ve ne istediklerini bilen çocuklar gelecekte gerçek mutluluğa ulaşabilecekler.

Öncelikle siz anneler:

"Mutluluğu elde etmek istediğiniz hedeflerde aramayın, hedefiniz hayatın tüm adımlarında mutlu olabilmek olsun. İçinde çatışma olmadan aile hayatı olmaz. Tüm yaşadıklarınız aile olmanın temelleridir ve zamanla aile bağları derinleşir, gelişir. Çocuklarınızı yetiştirirken tecrübelerinizi görmezden gelmeyin. Çabalamayı, uğraşmayı, mücadele etmeyi ve kendini ifade etmeyi öğrenemeyen çocuk asla gerçekten mutlu olamaz. Lütfen çocuklarınızın önüne hayatı cam bir kasede, altın kaşıkla sunmayın."

Ve lütfen:

"Kendi sorumluluklarını almalarına izin verin. Ayakkabısını bağlayamayan veya ağır bağlayan çocuğunuza "gel ben yapayım" demeyin. Lütfen sabırla bekleyin. Hatalarını kabul edin. Hatalar sadece olumsuz anılar değildir. Her hatadan birşeyler öğrendiklerini lütfen unutmayın. Böyle büyüyecekler. Biz de böyle büyüdük. Israrcı olun. Tüm başarı öykülerinin altında azim ve gayret vardır. Ona tekrar tekrar denemenin yanlış olmadığını gösterin. Gelişmeleri için dozunda toleransınız çok önemli. Bir adım arkalarında durun. Çocukları kontrol etmek tabii ki çok önemli. Hayatı kontrol etmek iyi seçimler yapmak ve riskleri minimize etmek anlamına geliyor. Tamam. Kabul. Ancak özgürlük duygusunun çocukların mutlu olmak için neyi yapmaları gerektiğini doğru seçebilmelerini sağladığını unutmayın. Tabii ki bu maddedin içinde disiplin olmayan hızlı, aniden olan bir özgürlük anlamında geldiğini de düşünmeyin. Yeteneklerini destekleyin. Çocuğunuzun yeteneklerini, becerilerini lütfen görmezden gelmeyin. Sizin istediklerinizi, istediğiniz şekilde yapıyor olması çocuğunuzun mutlu olduğu anlamına gelmez. Belki sizin hiç anlamadığınız ve en ufak bir fikriniz bile olmayan bir konuda hem başarılı hem de çok mutlu olacak. Size bu durumda ona destek olmak düşüyor."

Bu yazıyı çok severek takip ettiğim anneyiz.biz sitesinden, yine yazılarını çok severek okuduğum
"anne pınar" köşesinden aldım. Pınar reyhan ve diğer annelerin hazırladığı çok güzel başka köşelerde var. Ayrıca sinema, tiyatro, etkinlikler, dvd, kitap ve daha birçok konuda bilgi edinebileceğiniz çocuğunuz ve sizin için en iyisini bulabileceğiniz hatta çocuklara özel günlük yemek menüsü bile veren çok keyifle okuyacağınız bir site. Tüm annelere tavsiye ederim.

Daha sonra mutlaka özel bir köşe yapmak istiyorum "anne olduktan sonra anladıklarım" diye.. İşte benim için onlardan biri :
Evladının gözlerinin içi güldüğü zaman bir annenin ne kadar mutlu olabileceğini anladım.


23 Ekim 2008 Perşembe

bi tane bambi izleyebilErmiyim?
















hayır film izleyemeyiz annecim çok üzgünüm.

Bizim evde bir süredir geçen bi diyalog..
Nehirin çok sevdiği filmlere bir süredir izleme yasağı getirdik. Bu durumdan dolayı biraz üzgün, hergün bir defa soruyor en azından şansını deniyor ama ısrar etmiyor. Tabi buna alışmak çok da kolay olmadı. Nehir hergün ya aslan kral yada bambiyi neredeyse gözünü bile kırpmadan izliyordu. Bazen bunların yerini çilek kızın maceraları, kayıp balık nemo, küçük denizkızı, cinderella alıyordu ama hergün en az mutlaka bir film izliyordu. Hepsi birbirinden keyifli ve güzel ama maalesef en masum görünen çocuk filmlerinde bile kötü bir karakter, bir canavar, bir cadı mutlaka var. Ve ne yazık ki hüzün, şiddet, ölüm, ayrılık vs.
Çocuklar bilinmeyen ve yeni olan herşeyden korkuyorlar, kendi hayal ettiklerinden korkuyorlar, izlediklerinden korkuyorlar ve de bu yaşlarda hayal dünyaları çok geniş oluyor, çok rüya görüyorlar ve en çok da rüyalardan korkuyorlar. Ne yazık ki bu korkularda izlediklerinin çok payı olduğunu öğrendiğimden beri flimlerimize biraz ara verdik. Digiturk de disney channel'da nehirin çok sevdiği bir kaç program var, gerçekten çocuklar için çok uygun, gönül rahatlığıyla izleyebileceği, çok da keyifli ve eğitici programlar.. sabah 10:30 a kadar onları izliyoruz ve sonra televizyonumuzu kapatıyoruz. Gymboree' ye gitmemizde bu aşamada bize inanılmaz bir uğraş, bir kurtarıcı oldu. Onun dışında nehirle sık sık yürüyüşe çıkıyoruz ama gerçekten çok uzun mesafeler yürüyoruz, nehir artık uyku saatlerine denk gelmediği sürece dışarda puset kullanmıyor. Bu konuda çok şanslıyım çünkü nehir yürümeyi gerçekten seviyor ve "anne yoruldum kucağıma alarmısın " demiyor..:)


Nehirce:)

bunlar hatırlayabildiklerim. Aklıma geldikçe eklemeye devam edicem.

kuçulata
kipak
pokatal
appak
domenez
üstepa
pundik
piyebotik
meyme
pentepanter
hoppiiiiz
puyogam
maleses
bi dadika

bi yeni bi eski















geriye dönük kızımla ilgili yaşadıklarımı ve hatırladıklarımı paylaşmaya devam edicem tabi ama ya yeniler.. ne kadar çok şey varmış paylaşılacak "hay allahım neden daha önce yapmamışım ben bunu" zamanı yakalamaya çalışıcaz tabi ama eskileri de eklemeden olmaz.
nehirle ben yaklaşık 2 hafta önce gymborre ailesine katıldık. Bilmeyenler için kısaca bahsedeyim anne ve çocuğun beraber katıldığı isteğe bağlı "oyun-müzik ve sanat "derslerinin verildiği bir merkez. Merkezde verilen eğitim programının amacı çocuğun gelişiminin her alanına odaklanmaya devam ederek, mutlu, başarılı ve kendine güvenli yetişkinler olmalarını sağlamak.
( motor, sosyal, bilişsel, duygusal, dil gelişimleri ve kendine güven)
nehir gymborre ye gitmekten inanılmaz keyif alıyor. Bende çok eğleniyorum ve kızımla inanılmaz keyifli ve kaliteli zaman geçirdiğimizi düşünüyorum. Evde çoğu zaman nehirle oynayarak, beraber resim yaparak, sohbet ederek (nehirin tabiriyle) vakit geçirsem de orda diğer çocuklar ve annelerle beraber onların heyecanlarını yaşamak çok zevkli. Onların çabasını izlemek, neler yapabildiklerini görmek, öğretmen tarafından kendilerine verilen bir görevi başarıyla tamamladıklarında o sevinci sizinle paylaşmalarını görmek.. gerçekten tahminimden daha keyifli bir duyguymuş. Merak edenler için:
www.gymboreeturkey.com

doğum günleri





























doğumgünü değil günleri şaka gibi, ilk gülüşü, ilk dişi, ilk adımı derken büyümüşte küçük hanım mum üflemeye çalışıyor. Belki neler olup bittiğini anlamadı birinci yaş gününde ama bir yıl daha öyle çabuk geçti ve ikinci yaş gününde "bu benim doğumgünü kutlama partim anne" demeye başladı.. ne kadar güzel bi gündü bütün gün "iyiki doğdun nehir" diyerek dans etmişti..:)
Çok sevdiği çilek kız pastasını gördüğünde yüzündeki sevinci ve heyecanı görmek çok güzeldi ve tabi pastayı yediğindeki halini görmekde bi o kadar eğlenceliydi:)