30 Ocak 2009 Cuma

amcaya kek:)














Çarşamba günü nehir'le beraber gokan için kek yaptık. Hemde kuçulatalı kek; fikir nehir'den çıktı amcaya kek yapma fikri de; kekin çukulatalı olması fikri de..
Beraber başladık kekimizi yapmaya ben yardım isterken, nehir'e asistan ya da küçük şef diyorum çok hoşuna gidiyor küçük hanımın, hemen havaya giriyo :) ama gerçekten çok yardım ediyor. Kabartma tozunu, vanilyayı çekmeceden bulup bana verdiği zaman yüzündeki mutluluğu görmek çok eğlenceli. Herşeyi beraber katıyoruz kekimizin içine ve mixserle beraber çırpıyoruz. Ve keki kalıba dökme vakti geldiğinde nehir'in en sevdiği iş başlıyor; fırçayla kek kalıbını yağlamak !
Önce annenin kek kalıbı sonrada nehir'in küçük kek kalıbı ikiside özenle yağlandıktan sonra kekler fırına gitmeye hazır. Kekler harika olmuştu fakat nehir amcası için yaptığı küçük keki son anda kendisi yemeye karar verdi. Küçük ve güzel kekini amcasına vermeye kıyamadı şapşal ayıcık:)
Ve de gerekçesi : "anne ben küçüküm bunu yiyim gokan da büyükü yesin ! çünkü o dağ kadar buyuk bilmiyomusun" :))))
Çok seviyorum kızım seni.. çok zeki, çok tatlı ve de çok komiksin..

18 Ocak 2009 Pazar

tadilat..

Yine günlerimiz çok yoğun geçiyor, yine nehir burada paylaşacağım ya da not etmek istediğim bir çok şey yapıyor. Ama benim canım hiç bir şey yazmak istemiyor. Hatta hiç bir şey yapmak istemiyor. Ailecek zor bir dönem geçiriyoruz. Kırılan yerlerimizi onarmaya çalışıyoruz. Aile de tadilat var yani. Aslında tadilat değil sanırım bunun adı "restorasyon"..
En kısa zaman da kızımla beraber blog sayfalarına dönmeyi umuyorum :) Nehir'in de son zamanlardaki mutsuzluğu ve yaşadığı huzursuzluklar beni çok endişelendiriyor. Umarım en sorunsuz ve en hasarsız şekilde atlatırız yaşadıklarımızı.. canım kızım yüzündeki gülücüğü soldurmaya hiç hakkımız yok..
Aaa bu arada söylemeden geçemiyeceğim nehir'e yengesi ve amcası isviçreden harika bir bot almışlar bu sıralar en çok onunla mutlu oluyor. Hem de botları giymek için sık sık dışarı çıkarıyorum küçük hanımı, gerçi evde de giyiyor ama :))

15 Ocak 2009 Perşembe

kar tepe














Geçen hafta sonu pazar günü annem ankara'ya döndü. Tabi nehir'in bütün "lütfen gitme ananecim, seni çok seviyorum ananecim yakarışları da işe yaramadı:( Ananemizin gitmesine engel olamadı nehir hanım ama kadıncağızın gözü yaşlı gitmesine neden oldu.. yine gel ananecim demeyi de unutmadık tabi.. Annem gitmeden bir gün önce hep beraber kar tepeye gittik. Annem daha önce televizyonda görmüş yakınsa gidelim çocuklar dedi iyi ki de dedi :) Ben daha önce hiç gitmediğim gibi hiç de duymamıştım açıkçası. Ama gördüğüm manzara karşısında ağzım açık kaldı diyebilirim; tek kelimeyle harikaydı..
Artık nehir' de her sabah kalkıp kar yağmamış demiyor. Sanırım kara doydu ya da artık karı nerde bulacağını biliyor :)

14 Ocak 2009 Çarşamba

söz annecim..














Nehir bir kaç gündür öğlen uykusunu biraz geç uyuduğu için; uyanması da geç oluyor tabi..
Dün uyandığında caillo bitmişti ve nehir çok üzüldü. Bugün öğlen uykuya dalmak üzereyken "anne caillo başlayınca beni uyandırırmısın dedi ben de söz veriyorum annecim dedim." Ve saat tam 4'de caillo'nun müziği başladığı an ben de hemen nehir'i uyandırıp salona getirdim. Uyanması biraz zor oldu ama sebebini görünce çok mutlu oldu. "Annecim caillo bitmemiş yaşasın! dedi. Ben de annecim sana söz vermiştim ya unuttun mu dedim. Eveeet anneler verdiği sözü tutar di mi annecim dedi"" bana gülücük atarak..
Evet annecim, anneler verdiği sözü tutar:)


ölüm ve yaşam

Bugün sevgili kuzen sinem'in kayınpederi, sevgili ezgi'nin dedesi vefat etti. Serkan eve gelince başsağlığı dilemek için umut ve sinem'i aradığında; nehir cırım cırım bağırmaya babasına birşeyler anlatmaya başladı. Ben de onu susturmak için kucağıma aldım ve annecim dedim baban sinem teyzeyle konuşuyor, ezgi'nin annesi varya! dedim. Bu sefer de nehir başladı "onlara gidelim" diye ağlamaya ben de gidemeyiz annecim ezgi'nin dedesi ölmüş dedim... Evet dedim!!
Nasıl ve neden söyledim bilmiyorum ama ağzımdan çıkıverdi. Nehir öylece sustu kaldı kucağımda, bana baktı "yani bir daha onu göremeyecek dedi" :(
Ah canım kızım neler biliyorsun, neler düşünüyorsun..
Kim bilir neler hissediyorsun küçücük yüreğinde..
Evet annecim bunu anlatmak için de; anlamak için de biraz erken biliyorum ama ölüm de yaşam kadar gerçek, maalesef..

12 Ocak 2009 Pazartesi

Caillo :)










Caillo; yumurcak tv de yayınlanan kanada yapımı harika bir çizgi film. Nehir bayılıyor hatta deliriyor diyebilirim. Seslendirmeside çok başarılı bütün gün akşam saat 16' da caillo'nun başlamasını bekliyoruz . Annesi, babası, kardeşi rozi ve de arkadaşlarıyla maceraları ve günlük yaşantıları anlatılıyor. Her çocuğun her ailenin kendisine çok yakın bulacağı şekilde hem de :)
Açıkcası ben de çok seviyorum. Bizim ev de bir çok şey caillo' ya bağlı yaşanıyor diyebilirim.


Nostalci :)















Seda'nın en son gönderdiği Pelin'in videolarına ve resimlerine bakarken nehir'in o zamanlarını hatırlamaya başladık. Nehir'de böyleydi, şöyle gülüyordu, şunu yapıyordu, bunu yapamıyordu derken; kızımın eski bebeklik albümlerine bakmaya başladım. Ve yine bir kaç nostalji yazısı ve yeni eski resimler çıktı :) Ne kadar tatlı ne kadar güzelsin canım kızım..


Bugs Bunny geliyor !




















"Buzdan hayal ülkesi İstanbul’da yeniden kuruluyor. Hem çocukların hem de büyüklerin bir arada büyük bir keyifle izleyeceği buz pateni gösterisi 2009 yarı yıl tatilinde İstanbul’da olacak"
Bu yazıyı internetten aynen aktardım. Biz serkan'la bu gösterinin afişlerini gördüğümüz an heyecanlandık. E malum nehir kadar bizim de sevdiğimiz kahramanların hepsi burda, istanbul' da paten kayacak gösteri yapacak ne kadar zevkli olacağını düşünemiyorum. Tabi bilet bulabilirsek biz ailecek orda olucaz:) Nehir' inde çok mutlu olacağını düşünüyorum.

7 Ocak 2009 Çarşamba

ilk göz ağrım..

Canım kuzenimin bi tanecik oğlu, sevgili kızım doğmadan önce bana neredeyse evlat sevgisini tattıran; ilk göz ağrım arcam.. yeri ben de kocaman sevgisi içimde onunla bir büyüyor. Küçücük, dünya tatlısı bir bebekken şimdi kocaman bir delikanlı.. geleceğin milli basketbolcusu. Tabi nehir'in de sevgili arca abisi. Onların birbirine olan sevgileri beni çok mutlu ediyor. Umarım ilerde yine böyle sevgi dolu ve kardeş gibi olurlar. Canlarım benim.

ilkiz'den brownili kurabiye

İlkiz tarifi bir arkadaşından almış ben de aynısını internetten"eyvahyemekyandıocakbattı" blogspottan buraya aktarıyorum. Enfes bir şey oluyor ben bugün kızımla beraber yaptım. Harika bir lezzet şiddetle tavsiye ediyorum. Denemek isteyenlere işte tarif. Afiyet olsun :)

MALZEMELER:
250 gr. oda sıcaklığında margarin
2 yumurta
2 kahve fincanı şeker
4 çorba kaşığı kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un(18kaşık tepeleme aşşa yukarı)

ŞURUBU:
1 su bardağı şeker
1,5 su bardağı süt

YAPILIŞI:
Süt ve şekeri kaynattım soğuması için bir kenara bıraktım.Diğer tarafta yumurta,şeker ve kıyılmış yumuşak margarini mikserle çırptım krema gibi oldu. İyice karıştırdıktan sonra kakao,vanilya,kabartma tozu,elenmiş unu ekleyip ele yapışmayacak bir hamur elde edinceye kadar un ekleyerek yoğurdum.Ceviz büyüklüğünde parçalar koparılıp yuvarladım ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizdim..175 C ısıtılmış fırında 25 dakika pişirdim.Fırından çıkarılan kurabiyeleri ılınan şuruba altlı üstlü batırıp çıkarttım üzerine hindistan cevizi serperek servis tabağına koydum.


6 Ocak 2009 Salı

çelişki :)

Başlığa bakıp yanlış anlamayın yaşadığım büyük bir çelişki değil aslında espri olsun diye yazdım. Sorun şu nehir 1 haftadır sürekli dişim ağrıyor diyor hangi dişin annecim deyince kabarmış dişetlerini gösterip hepsi diyor. Kıyamam canım yavrum azılarını çıkarıyor sanırım. Tabi 4-5 gündür oldukça iştahsız ve mızmız şekilde yemek yiyoruz. Hele sabahları zaten peynirin kokusuna bile dayanamayan küçük hanım çok sevdiği yumurtayı da yemek istemeyince ne yapacağımı sabahları ne yedireceğimi şaşırdım. Bol yumurtalı içine krem peynir, bal ve azıcık da nutella sürülen harika krepler mi yapmadım. En sevdiği ikinci yemek olan mantarla omletler mi yapmadım. Neyse herşeyden yiyor ama dediğim gibi çok mızmız ve de az yiyor genelde bitiremiyor. Benim de bu sabah aklıma bi kurnazlık geldi. Kendimle gurur mu duysam; yaptığımdan utansam mı bilmiyorum :)
Nehir'in her sabah içtiği ama bir süredir kahvaltıdan sonraya bıraktığımız sabah sütünün içine bir tane yumurta kırıp karıştırarak biraz da şeker attım. Sütü büyük su bardağını dolduracak kadar cezvenin içine koyup üstüne bir yumurta kırıp iyice karıştırarak neredeyse kaynattım. Sonra da soğuttum, pipetle nehir hanıma verdim. Hepsini afiyetle içti. Yarasın annecim..
E napalım çocuklar sayesinde bizim de aklımıza böyle çözümler geliyor :)

5 Ocak 2009 Pazartesi

canım annem














Bu yılbaşının başka bir güzel yanıda canım annemin de bizimle olmasıydı. Bir süredir kızımın ananesi bizimle ve yeni yıla da beraber girdik . Teyzemlerde tüm kuzenler bir arada çok eğlenceli bir geceydi nehir de inanılmaz bir şekilde gece 12 ye uyanık girdi. Hepimiz şaşırdık tabi :)
Yılbaşının ertesi sabahı da hep beraber Pier loti ' ye gittik. Manzara da annem de çok güzeldi.

bir yıl daha bitti .. ömürden gitti..














Bir yılı daha geride bıraktık. Yılbaşı geldi, gelecek, derken ; geçti bile. Biz bu yıl ailecek 2 yaş sendromuna girdik:) yeni şeyler öğrendik, yeni heyecanlar yaşadık, yeni sorunlarla tanıştık :(
yeni şarkılar öğrendik, yeni masallar uydurduk :) yeni arkadaşlar edindik, yine kıyafetlerimiz küçüldü yine yenileri alındı :)
Anlayacağınız biz bu yıl nasıl geçti yine anlamadık.
Ama en güzeli aklımız da hep güzel anılar güzel günler kaldı. Her ne kadar yorulsak da yaşlansak da kızımızla her yıl yenileniyoruz. Onunla yeniden öğrenip yeniden heyecanlanıyoruz. Her yıl bizi neler bekliyor acaba diye düşünüp biraz da korkuyoruz :)
Ama biz birbirimizi çok seviyoruz ve nehir 'in dediği gibi "bişz bi aleyiz"
En büyük dileğim kızımla ve kocamla bir yıl değil bir ömür mutlu ve sağlıklı olmak..

Herkese iyi seneler ..